Haziran 02, 2015

keman ve nasıl çalsak- müzik okur yazarlığı devam

Epey oldu aslında elimde kabaca hazırlanmış bir müzik teorisi, müzik işaretleri ve keman teknikleri notları olmasına rağmen keman teknikleri ve müzik okuma üzerine oradan oraya dolaşmadan ne neydi hatırlatacak ve paylaşabileceğim yazının anca başına oturabildim. Malum çalışmak istediğim halde takıldığım bazı notalar var ve keman dersi tatile girdi, yeri gelmişken söyleyeyim Ayşe Canan Hoca’nın oğlu Aral da doğdu :)

İnsan her seferinde elindeki ve webteki külliyatı baştan taramak istemiyor, daha önce zaten toparladığım imajlardan oluşan bir yığını paylaşmıştım ama yine de resimler her şeyi açıklayamayabiliyor bana arada sözler de gerekiyor.

Önce notalarla başlamak istiyorum, ses akustik kemanın nasıl çalıştığı notaların, müzik yazımının kemanın tarihçesi vs gibi konularda öğrenmeye ve okumaya devam ediyorum ve öğrendiklerimi aktarmak istiyorum ama daha zaman var. İşin temelini batı müziği nota yazımını ve ne anlama geldiğini aşağıdaki görsel özetliyor sanırım. Arada oktav kavramı, genel olarak notalar dediğimiz alfabenin dilimizin ne olduğuna bağlı olarak Do/C, Re/D, Mi/E, Fa/F, Sol/G, La/A ve Si/B olarak ayırdığımız harflerinin aslında belirli bir frekanstaki ses dalgasını gösterdiğini ve klavyedeki beyaz tuşlara karşılık geldiğini gösteriyor. Tabii ki siyah tuşları atlamak olmaz! İki sesin arasındaki aralık yarım değilse(mi-fa ve si-do aralığı yarım diğerleri tam), aralıktaki yarım seslere (bemol,♭, (yarım ses pes) ve diyez, ♯, (yarım ses ince)) denk geliyor bu küçük siyah çıkıntılar. Çok şey değiştiriyorlar söz etmezsem ayıp olur :)


Diyez (♯): Önüne geldiği notayı yarım ses inceltir.
Bemol (♭): Önüne geldiği notayı yarım ses kalınlaştırır.
Natürel ( ♮ ): Önüne geldiği değişmiş sesleri orijinal hallerine dönüştürür. 

Tabii bu işaretler anahtarın (sol, do, fa anahtarları) hemen arkasından geliyorsa eserin tonunu gösterdiği kadar(müzik teorisine daha girmiyoruz :)) aksi belirtilmedikçe bütün eser boyunca ilgili sesin değiştirildiğini de gösteriyor unutmamak lazım. Yine çok oyalandım diyecektim ama insan notayı eline aldığında hangi tondan çalacağını anlamalıysa yazı amacından sapmadı demektir J
Tamam, tampere sistem, makamlar vs konularına girmiyorum ama Türk repertuvarına dalmaya çalışınca bazı şarkı notalarında insanın karşısına bemol, diyez naturel dışında da garip şekiller çıkıyor öyle olunca insan çok sevdiği şarkıları türküleri sırf cahillikten çalmayı denemekten vazgeçmek istemiyor tabii. Benim gibi cahil kalmayı dert edenlere ve öğrenmekten zevk alanlar için koma dediğimiz 9 aralığa bölünmüş tam aralıklı iki nota arasında söz ettiğim işaretlerin dağılışını gösteren, arama motoru sağ olsun bulduğum, bir şekil.
Dediğim gibi işaretlerin adlarına burada girmiyorum. Ama şekil tuşede notaya bastığın yeri işarete göre ne kadar kaydırmalı sorusuna iyi yanıt veriyor, kim hazırladıysa güzel görsel eline sağlık diyorum.

Eh tuşe/sap falan demişken şu kemanda notalar tuşedeki klavyeye nasıl dağılır pozisyon nedir soruları için aşağıdaki görsel iyidir, bu yine arama motoru sonuçlarının modifikasyonu, farklı sonuçların birleştirilmesi ve eklemelerle oluşturulmuş bir görsel. En iyisi son bir kez belirteyim görselleri ben hazırlamadım bulduğum görsellerin bazılarında küçük değişiklikler yaptım, bazılarını Türkçe’ye çevirdim ve kullandım. Ancak görseller genelde farklı farklı o kadar çok sitede kullanılıyordu ki ne yazık ki hepsi için kaynak veremiyorum.


Notalar hakkında temel bilgileri geçince ölçü, zaman nota ve sus değerlerine geliyor bence sıra. Sanırım aşağıdaki hatırlatmalar ölçü ve zaman yeterli olacaktır:


Eeee birimler, zaman, vuruş?


Sus işaretleri Can’la geçirdiğim zamanın çoğu demek oluyor, olmadı yeniden olmadı yeniden, ama işin gerçeği suskunluk da müziğin bir parçası ve doğru kullanmak gerekiyor. Arada suslar olmasa bir çoğumuzun bildiği yolu Suzuki keman etütlerine düşenlerin kesin duyduğu Dvorak’ın Humoresque’i neye benzerdi acaba:)

Burada yalnızca bir iki hatırlatma yapmak istiyorum. İlki eksik ölçü konusu ki, keman çalarken durumu kuvvetli vuruş zayıf vuruş etkisinden daha fazla değiştirebiliyor: Yaya “çekle” dipten(topuk/ökçe) başlamak yerine yayın ortasından itle başlamanıza yol açabiliyor mesela J Ama it/çek işaretleri ve yay teknikleri ileride önce ölçü, bitiş çizgisi tekrar işaretlerinin bir üstünden geçmek istiyorum.

Diğeri ise sebare ölçü ki ölçü sayısında belirtilen değeri yarıya indirerek iki katı hızında seslendirmemizi sağlar böylece çok yavaş seslendirmeden kaynaklanabilecek anlatım, ifade ya da prozodi bozukluklarının önüne geçilmiş olur.

Bitirme çizgisi de önemli, elinizdeki notanın melodinin havada kaldığı bir yerde bitmediğinden emin olmak isterseniz bitirme çizgisi iyi bir gösterge. En azından ben yalnızca notalara bakarak müziği duyamıyorum çalmam daha doğrusu ritmiyle, temposuyla tartımıyla kısacası doğru değerleriyle doğru notalara basarak çalmayı öğrenmem gerekiyor. Bu arada havada kalma meselesi ilginç tabii. Müzik teorisi ve akorlar, kadans muhteşem bir konu ama daha sonra henüz çok ham çookkk.



Veeee tekrarlar:




Tempo/hız ve ilgili terimleri olmadan neyi hangi hızda çalacağımızı nasıl bilebilirdik ki? Jet hızıyla çalınan bir cenaze marşı "Amaaannnn bir an önce gönderelim/gömelim de gitsin, ne yas tutması" anlamı katabilir mesela di'mi?


Hız terimleri:

Accelerando: Hızlanarak
Adagio: Yavaş tempo
Adagietto: (1) “adagio” tempoda kısa parça. (2) “adagio”dan az daha hızlı tempo
Agile: Çabuk, çevik.
Agitato: Hızlı, sarsıntılı, heyecanlı.
Alla marcia: Marş temposunda, marş gibi.
Allegretto: “allegro”dan daha yavaş tempo.
Allegro: Önceleri yalnız “mutlu” ve “sevinçli” anlamlarına gelirdi. Günümüzde hızlı tempoyu anlatmak için kullanılır.
Allegro giacoco: Oynak ve neşeli.
Allegro non troppo: Çok hızlı değil.
Andante: Orta yavaşlıkta tempo. Bazen yürüyüş hızı diye tanımlanır
Andantino: “andante”den daha hızlı.
A tempo: İcrada tempo değişmesinden sonra, yeniden önceki tempoya dönüş.
Comodo: Rahat bir tempoda metronom: 88-104
Con Moto: Hareketli
Grave: Çok yavaş tempo.
Largamente, largo: Geniş anlamında. Çok yavaş tempo.
Larghetto: “largo”dan az daha hızlı.
Lento: Yavaş.
Moderato: Orta hızda
Presto:Çabuk.
Prestissimo: Çok çabuk.
Rallentando: Yavaşlayarak.
Ritardando: Hızın parça içinde yavaş yavaş azalmasını belirtir.
Stretto: (1)Fuga yazısında, ana konu ile karşılığın üst üste geldiği ve seslerin birbirini daha yakından izlediği bölüm. (2)parçanın sonunda tempo hızlanması.
Subito: Hızın aniden değişmesini belirtir.
Vivace: Canlı.
Animato: Canlı.
Piu Mosso: Daha çabuk.
Ritenuto: Tutarak.
Slargando: Genişleterek.
Ad libitum: İsteğe göre hız.
A piacere: Beğeniye göre.
Senza tempo: Dilediğiniz tempoda.
Tempo primo (tempo I⁰): İlk tempoda.
Ayırtı, gürlük, nüans terimleri:

Yorumlama sırasında seslere uygulanan kuvvetin derecelerine(seslerin hafif ya da güçlü çalınması gibi) nüans denirken bu tanımlayan terimlere de gürlük/nüans(ayırtı) terimleri denir.

Cresscendo (cresc.): Gittikçe kuvvetlenerek
Decresscendo (decresc.): Gittikçe hafifleyerek
Fortissimo (ff): Çok kuvvetli
Forte (f): Kuvvetli
Fortepiano (fp): Kuvvetliden sonra hafif
Forzando (fz): Çok kuvvetli ve vurgulu
Mezzoforte (mf): Orta kuvvette
Mezzopiano (mp): Orta hafiflikte
Piano (p): Hafif.
Pianissimo (pp): Çok hafif.
Messa di voce : Sesin gürlüğünü piano’dan fortissimo’ya, ya da kuvvetli sesten hafif sese ulaştırma tekniği.


Anlatım: Bir müzik tümcesinin bizde çeşitli tinsel ve duygusal tepkiler uyandıran yönüdür. Bazı anlatım terimleri:

Affetuoso, con affetto: Sevecen sevecenlikle
Animato: Canlı, canlılıkla
Appasionata: İhtiraslı, istekle
Barbaro: Sertlikle
Cantabile: Şarkı söyler gibi
Comodo: Rahatlıkla, dingin
Dolce: Tatlı, tatlılıkla ve yumuşak.
Doloroso: Üzüntülü
Energio, con energia: Güç dolu, güçlü
Espressivo: Anlamı vurgulayarak, dokunaklı.
Feroce, con ferocita: Yırtıcı, vahşi
Furioso: Öfkeli.
Giocoso: Neşeli
Grandioso: Soylu, görkemli
Maestoso: Görkemli, azametli, gösterişli
Marcato: Belli ederek.
Mesto: Hüzünlü
Momorando: Mırıldanır gibi
Morendo: Sesi öldürerek, kaybolarak.
Parlando: Konuşur gibi
Patetico: Acılı
Perdendosi: Sesin hafifleyerek kaybolması.
Pietoso: Acılı, acı duyarak
Religioso: Dinsel
Risoluto: Güçlü, kararlı
Rubato: Yorumcunun bir an için belirlenmiş ritim yapısından ayrılıp kendi içgüdüsüne göre yapıyı ve tempoyu değiştirerek çalması.
Scherzo: Şakacı bir tavır ile.
Scherzando: Şakayla, sevinç dolu
Smorzando: Kaybolarak.
Sottovoce: Kısık sesle.
Strepitoso: Yüksek sesli,gürültülü
Tumultuoso: Gürültülü
Vigoroso, con vigore: Etkili güçlü
Violente: Sert, şiddetli.
Vivace: Canlı

İfadelendirme-vurgu-boğumlama (artikülasyon)  işaretleri


Süslemeler konusuna girmeden önce genel olarak kemanın parçaları ve keman ve yay tutuşu konusuna bir göz atmak istiyorum çünkü yavaş yavaş ses çıkarma işine giriyoruz ki asıl gözümün önünde olsun diye toparlamak istediğim de buydu zaten:)


Süslemeler-Ornaments:

Müzik parçasına eklenen nota süslemeleri ezginin gücünü arttıran dekoratif nüanslar olarak tanımlanıyor bazı yerlerde. Dönemsel olarak hem kullanımları hem gösterimleri değişiyormuş süslemelerin.

Kendime not: müzik konusunda okumaya başladığımda Türkçe terminolojinin biraz uçuştuğunu fark ettim, genel olarak müzik terimlerinde her zaman hemfikir olunmayabiliyor. Karşılaştığım farklı kullanımları fırsat buldukça eklemeye çalışmalıyım sanırım. Aslında sorun yalnızca Türkçe terminolojide değil muhtemelen batı müziği söz konusu olduğunda İtalyanca genel olarak tüm dünyada müzik terminolojisine hakim dil galiba. Üzerine faklı dönemlerin ya da kültürlerin kendi notasyonları falan eklenince ..

Neyse efendim ne diyorduk, süslemeler başlıcalarını görelim bakalım, gösterim ve nasıl çalındığını bilmek nota okumanın bir parçası. Hevesli bir amatör olarak en azından gördüğümde neden söz ettiğini anlayabilmek istiyorum.

Appoggiatura_ Basamak notası(it. appoggiatura, ing. leaning note): Esas notaların arasında daha küçük yazılmış sanki sıkıştırılmış gibi durur ve çok az bir zaman farkıyla çalınır. Esas notanın bir tam ya da yarım ses yukarısındadır/tizidir-aşağısındadır/pesidir ve bağlandığı notanın değerinden çalındığı süre kadar eksiltir. Kendinden sonra gelen notaya armonik bir zemin hazırlayarak melodik katkının yanında armonik katkı da sağlar.

*Akorlarda basamak notası akorun sadece bir notasından önce bulunduğunda, akorun diğer notaları etkilenmezler.

Acciaccatura(Çarpma) Kısa basamak notası(it. acciaccatura, ing. grace note): Üstü bir çizgi ile çizilmiş
Esas notanın yanında küçük bir notadan oluşan melodi süsleme türüdür. Asıl sesten önce başka bir sese ya da seslere çok kısaca çarpıp asıl sese dönerek ses vurgulanır. Tek sesle ya da ses kümeleriyle yapılabilir ancak çarpmanın süresi asıl notanın süresinden kısadır. Teorik olarak belirli bir süresi yoktur ancak asıl sesten önce mümkün olduğu kadar hızlıca çalınıp geçilmelidir. Böyle çok çabuk, çarpıp kaçar gibi çalınmasından dolayı “çarpma” ismiyle de bilinir.  Tempo ne olursa olsun açıkça işitilebilecek biçimde ve sol el parmakları tuşeye belirgin biçimde düşürülerek bir çırpıda elde edilmelidirler.

Mordente(Mordan (it. mordente, ing. mordent): Kök olarak fransızca “mordre” (ısırmak, kapmak) fiilinden gelmektedir.  Esas notayı vurgulamak ve onun müzikal önemini arttırmak için, bir notanın kendisi ile komşusu arasında iki ya da üç kez çarpılmasıyla elde edilen kısa gidiş-geliştir. Mordanlar üst notadan ya da alt notadan başlayabilirler ve hangisinden başlanacağı süslemenin değeri bakımından önemlidir, üst mordan ve alt mordan olmak üzere ikiye ayrılır.

Üst mordan: Üstüne mordan işaretinin konulduğu nota ve üst komşu notası çok çabuk bir şekilde icra edilir. Üst komşu nota, herhangi bir değiştirici işaret almış ise gerekli işaret (diyez, bemol, naturel) mordan sembolünün üzerine konulur.

Alt mordan: Bu kez, bu çabuk icra edilecek notalar, notanın kendisi ve alt komşu notadan oluşur. Alt komşu nota herhangi bir değiştirici işaret almış ise gerekli işaret sembolün altına konulur.  

Bazı kaynaklar üst mordanı“düz mordan” alt mordanı da “çevrilmiş mordan” (inverted mordent) “ters mordent” olarak adlandırıyor.

 (Pralltriller: 18.yy ters mordenti)

Trillo(tril): Asıl ses ile komşu sesin birbiri ardına hızlıca ve uzunca bir süre tekrarlanmasıdır. Trilin başına ya da sonuna çarpmalar eklenebilir. Tril(tr), üzerine yazıldığı notanın gam içerisinde kendinden sonra gelen nota (majör veya minör ikilisi) ile yapılır. Eğer kromatik alterasyon yapılacaksa tr işaretinin sağına bemol (b) veya diyez (#) işareti konulur. Keman çalmada her parmakla tril yapılabilir. Benim gibi nasıl yani diyenler için: bir nasıl yani videosu 


Tremolo: İtalyanca titremek, zangırdamak anlamındadır. Bir ya da birkaç notanın birbiri ardına çok hızlı tekrarı ya da bir sesin birbiri ardı sıra olabildiğince hızlı seslendirilmesiyle elde edilen bir süslemedir. Parmak ve yayla yapılabilir. Notanın kendi değeri kadar süre boyunca bu aksansız kısa hızlı yay vuruşları devam eder her vuruşun değeri belirsiz de olabilir(olabildiğince çok) ya da notanın orijinal süresi dolduracak sekizlikler, onaltılıklar şeklinde bölümlenebilir. Nota sapı üzerinde çentik sayısı ne kadar fazlaysa her bir vuruş o kadar kısa olmalıdır. Parmak tremolosu ise aşağıdaki resmin sağ üstünde görüldüğü gibi iki nota arasında gösterilir ve yay yumuşak bir şekilde sürülürken parmakların iki notayı arkası arkasına yine notanın değeri boyunca çalmasıyla gerçekleştirilir.


Dönüşler -Grup notaları(it. gruppetto, ing. turn): Bir esas nota ile onun alt ve üst derecelerinden oluş an küme şeklindeki bir süslemeli çalma biçimidir. Grup notaları, esas notanın etrafında dolanan yaklaşık dört ya da beş notadan oluşan bir figürü içerir. Sembol çoğunlukla bir notanın üzerinde gösterildiği gibi, bazen de iki nota arasında bulunabilir, kendinden sonraki notadan başlayarak ‘dönüş’ yapılacağını belirtir. Dönüş notanın uzunluk değerinin yarısı kadar sonra başlar Küme, şunları içermelidir: Esas notanın bir üstü, esas nota ve esas notanın bir altı

Kromatik alterasyon için dönüş işaretinin üzerine veya altına bemol (♭) veya diyez (#) işareti konulur:


Arpeggio_Arpej_kırık akor: Bir ya da daha fazla akorun seslerinin aynı anda yerine arkası arkasına hızlıca çalınması şeklinde tanımlanabilir. (Kord-akor şu keşke daha önce fark etseydim dediğim müzik teorisi ile ilgili bir konu). Akorlar, armonik sistem gibi konulara burada girmiyorum ama J.S Bach’ı anmadan geçmek istemedim, armoninin bütün sınırlarını zorladığı söyleniyor ki bence iyi yapmışJ.

Aaaa aklıma gelmişken, bazıları der ki,  Aşk ve Bereket Tanrıçalığından Güzellik ve Cinsel Aşk Tanrıçalığına geçen Afrodit ve Fiziksel Şiddet, Kaba Kuvvet ve Savaş Tanrısı Ares’in kızı Harmonia Ahenk ve Uyum tanrıçasıdır. Nedense umut verici buluyorum bu düşünceyi, kızmasın ama Afrodit favori Tanrıçalarımdan değil, Ares zaten sevmediğim ne varsa üstüne almış. Birliktelikleri de öyle pek  parlak değil bildiğim kadarıyla ama ortaya Harmonia gibi ahenk ve uyumla ilişkilendirilen bir ürün çıkarmışlar.  HoşJ, gerçi kardeşleri Eros’u saymazsak(ki onun da babasının Ares olması kesin değil),  Deimos, Phobos falan babalarından beter ama olsun.  Ne yazık ki, bir ölümlüyle evlenen Harmonia’nın düğün hediyesi olan lanetli kolye ve öykünün gerisi pek parlak değil ama insan istediği kısmı cımbızlamakta özgür benceJ

Geçiş notaları(fr. notes de passage): Süsleyici geçiş notaları melodiyi daha renkli ve parlak hale getirmek için müzik yazısında sıkça kullanılırlar. Genellikle basamak notaları(appoggiatura) ile karıştırılırlar. Ancak, basamak notaları vuruşla birlikte başlarlar. Süsleyici geçiş notaları ise vuruştan önce ( yani zayıf zamanda) icra edilirler ve süre değerliklerini kendinden önceki esas notadan alırlar.


Vibrato (vib.): Latince kökenli olan vibrato "titreşim titretmek" anlamına geliyor ki bu terime yabancı olmamak için mutlaka teknik çevrelerde teknik işlerle uğraşmak gerekmiyor. Spiritüel tipler taşınacağınız evin vibrasyonlarından söz edebilir mesela, ama benim aklıma çok eğlenceli ‘Hysteria-Mutlu Et Beni’ filmi geldi. Bak yine not alasım tuttu: klitoris üzerine daha çok okuyup yazmalı.

19. yy sonrası yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Evet, o titrete titrete çalınan ezgiye daha profesyonel daha duygulu çalıyormuş havası veren hareket ancak 1800’lerde yaygınlaşıyor. Yani çıkarılan seslerin duygulu olması için illa da ekstradan titremesi gerekmiyor, vibratosuz çalınan kaç esere odun gibi diyoruz ki? Yani demek istediğim çalışımız odun gibi geliyorsa o gerçekten bizim çalışımızın odunluğu. Zaten örneğin barok dönem yay tutuşları falan da farklıymış, keman 17 yüzyıl gibi bugün ki halini almış vs vs ama başka zamanaJ konumuza dönelim. İyi bir vibrato yapabilmek için bugünkü şekli ve omuz yastığının desteği falan önemli diyorlar ki çok mantıklı bir yaklaşım. Ama yok şekil tutmasa da öncekiler titretmeyi sevmiyordu o yüzden varsa da parmak vibratosu ile idare ediyorlardı diyorsanız bilemem bana diğer görüş daha yakın.  Ne olursa olsun,  keman çalmayı öğrenirken vibrato yapmayı ve vibratoyu doğru kullamayı zamanı gelince öğrenmeli ama , şimdilik benim için doğru yere basıp doğru sesi çıkarmak hala öncelikli. Henüz doğru notaya basamaz, doğru frekansta sesler çıkaramazken parmağı yakın frekanslarda gezindirmek ne kadar verimli olur ne kadar estetik sonuçlar üretir emin değilim. Ne diyorduk? Kabaca, vibrato üretimi sol elin önemli işlevlerinden. İşin gerçeği nota basmak ve süslemeleri uygulamak dışında kemanla çıkarılan seslere sol elin, sağ el ve yayla kıyaslandığında, sayılı kalan katkılarından biri. Vibratonun kol ya da ön kol vibratosu, bilek vibratosu, parmak vibratosu olarak üçe ayrılabildiğini söylüyorlar ama en ideali bedenimizin bu üç bölümünü de kullanarak üretilenmiş. Vibrato genellikle yorumcunun insiyatifinde kullanılan bir teknik olsa da bazen besteciler kendi esrelerinin üzerinde bazı notasyonlarla kullanımını gösterebiliyorlarmış. Vibrato sesin frekansal değişimiyken, genlik değimi tremolo ile yani yay ile yapılıyor. Hemen ii video paylaşayım: kemanda vibrato tekniği (illa da Türkçe olsun diyenlere gelsin) ve Violinmasterclass eğitim videolarından vibrato için olanı.

Kaydırmalar:


Glissando (Glisendo): İtalyanca kökenli bir kelime ve "kaymak ya da kaydırmak" anlamına gelir, dolayısıyla bir notadan diğer notaya geçiş şeklinde olur, sol el parmaklarının kolla birlikte hızla teller üzerinde kaydırılmasıyla elde edilir. Glisendo yaparken sol bilek dışarıya, salyangoza doğru kıvrılmalı; el ve kol her zamankinden daha gergin tutulmalı ve parmak daha katı olmalıdır. Ulaşılan seste hafifçe durulurken glissendo da kayma hareketi süreklidir. Uzun glisendolarda çene, kemanı sıkıca kavramalıdır. “gliss” diye kısaltılır.

Portamento: İki ses arasında geçiş yaparken aradaki bütün frekanslara(seslere) dokunulur. İnsan sesi, trombon, perdesiz gitar, yaylılar gibi aletlerle yapılabilir.

İkisini karşılaştırmak neden söz edildiğini anlamak için kolay olur diye düşündüm bunun için bulduğum iki video bağlantısı paylaşmak isitiyorum ilki bir fidlerman videosu diğeri daha az karşılaştığım bir kaynaktan.

Birkaç alıntı yapmak gerekirse gerçek glissendonun aynı tel üzerinde yapıldığından ve portamentonun daha teknik bir zorunluluktan kaynaklandığını örneğin I. Poziyondan III. Poziyona kaydıktan sonra la telinde basılan ilk notadan sonra sol telinde ikinci notaya basılmasından söz ediyor.

Harmonikler_doğuşkanlar:  Çok ayrıntılı söz etmeyeceğim, aslında ses, dalga ve harmonikler konusunda çok da ayrıntılı bilgi gerektirmiyor ama bu konuda konuşmayı sevdiğim için konuyu uzatmadan sadece yöntem ve gösterimi hakkında bir iki cümle edip geçmeyi planlıyorum. Temel olarak tuşede parmağın ucuyla köprüye yakın bir kısımda tam da harmonik düğüm noktasına(tel uzunluğunun tam yarısına dokunulursa bir oktav yukarıdaki doğuşkan gibi) hafifçe dokunarak elde edilen overtone/üst doğuşkan ses diyebiliriz. Boş tellerde oluşturulanına naturel/doğal, basılı notaların harmonikleriyle oluşturulanlara artificicial/false/yapay harmonik deniyor.

Flageolet (Flajöle): Islığa benzeyen bir ses üretilen bu teknikte çıkan ses falgeolet denen flütün sesine benzediği için bu adı almış. Doğal flajöle ve yapay flajöle diye iki türü olan bu tekniği ve gösterimini Ayşe Canan Hocam’da anlattı ama bütün yazı boyunca defalarca kaynak olarak kullandığım Milli Eğitim kitaplarından doğrudan alıntılamayı tercih ediyorum:

“Doğal flajöle elde etmek için parmak, tele basılmadan dokundurulur. Bu dokunuş, parmak ucunda telin gerginliği hissedilecek biçimde yapılmalıdır. Ancak flajöle ses elde etmede asıl ölçüt, sesin düzgün biçimde çıkabileceği kadar bir dokunuş olmasıdır. Bu dokunuşun derecesi tel gerginliğine, bulunulan konuma ve elde edilmek istenen etkiye bağlıdır. Sağ elde ise yay her zamankinden daha hızlı sürülmeli ve eşiğe yakın olmalıdır. Bu şekilde flajölenin elde edilmesi kolaylaşır.

Yapay flajöle elde etmek için de bir parmak tele basarak köprü görevi görürken, diğer parmak tele dokunarak flajölenin elde edilmesini sağlar yani asıl notaya (flajölesi tınlatılmak istenen) parmağın tam basılması, tam dörtlüsüne denk gelen notaya ise parmağın hafifçe dokunulması ile elde edilir.. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, iki parmak arasındaki basınç ya da başka bir deyişle dokunuş farklılığıdır. İlk parmak tele doğrudan basınç uygularken, diğer parmak sadece dokundurulmalıdır. Sağ elde ise yay sürekli olarak aynı basınçla sürülmelidir.”


Etrafında dolaşıp arada söz etmeyi bırakıp yay konusuna girelim artık bence. Yay çekme hızı, yayla tele uygulanan baskı ve tabii yayın temas yeri çıkarılan sesi etkileyen üç temel öğe diyebiliriz. Keman öğrenmeye çalışanların çıkardığı korkunç seslerin sorumlusu da bunlar, yay tekniklerinin de. Yay çekme hızı ve baskı nedeniyle kulağı tırmalayan korkunç sesler çıkaran, yayı köprü ile sap arasında gezindiği için nota basmadığı halde çıkardığı ses dalgalanan bir öğrencinin yay çalışmasını dinlemenin tek iyi yanı çalıştıkça doğrusunu yapmayı ve kontrol etmeyi öğreneceğini bilmek olsa gerek:) Ah zavallı Hocam neler çektiniz:).  Keman öğrenmenin başlarda çok sıkıcı olma nedeni de bu tabii. Yayı kontrol edemeyen biri keman çalıyorum diyemeyeceği için notalara geçmeden önce boş tellerle, üst yay, alt yay, tüm yay, it çek, it çek hiç bitmeyecekmiş gibi gelen uzuuunnn bir dönem var. Küçücük gövdesiyle kocaman ses çıkaran bu dört telli çalgının tuşesindeki(sapın üstündeki klavye kısmı) tellere dokunmadan geçen bu uzun dönemin sonunda ilk notaya geçiş bu nedenle oldukça heyecan yaratsa da yay çalışmayı hiç bırakmamak gerekiyor. Evet, ara verince sol el parmakları da hafif paslanıyor nota yerlerini biraz aranıyor ama yay saçmalayınca keman sesi kapalı bir araçta yapılan uzun bir yolculuk boyunca süren bebek ağlamalarını aratacak kadar rahatsız edici olabiliyor.

Ne diyorduk yay teknikleri. Eh çıkan ses konusunda bu kadar etkili olunca yay kullanmanın da bir sürü tekniği oluyor. Yay malzemeleri bakımı, tarihsel gelişimi boyunca tutuşu ve kullanımı nasıl değişmiş o konulara girmiyorum. Yalnızca yay sürüşleri ve tekniklerden söz etmeyi planlıyorum. Daha sonra sağ veya sol el kullanılarak yaysız uygulamalardan söz ederek bitiririm diye umuyorum. Yay tekniklerini farklı bakış açılarıyla farklı şekillerde sınıflandırmak mümkün. Ben bu yazıyı hazırlarken, Türkçe kullanımlar ve çevirilerde saçmalamayayım diye ve tabii nette yazan her şey doğru değildir karşılaştırmak için referansım neresi olacak kaygısıyla, MEB kitapları ve Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 18, Sayı1, 2009, s.121–132 “KEMANDA ÇALMA TEKNİKLERİ”, Yrd. Doç. C. Hakan ÇUHADAR makalesini, kullandığım için onlara paralel gittim sayılabilir. Ama bu akademik bir çalışma olmadığı ve öğrendikçe genişlediği için ister istemez daha dağınık bir yapısı var.

Legato: İfadelendirme-aksan kısmında da geçen bu ifade Ömer Can’la kemana başlayanların hemen ilk etüdlerde karşılaşıp ilk sordukları sorulardan birinin karşılığı olma şerefine sahiptir. Bu notaların üstündeki/altındaki çizgi ne demek? Yine İtalyanca kökenli ve bağlı demek ama Ömer Can’da ve tabii başka yerlerde bağlı olmayan notaların üstünde görüldüğünde pürüzsüz, kesintisiz ve akıcı bir seslendirme yapılacak anlamına geliyor. Notalarınızın tepelerinde çizgiler varsa nota(bir notadan başka notaya, bir telden başka tele) ve yay geçişlerinizin(it-çek, alt yay-üst yay) yumuşak, akıcı ve belirsiz olması gerekiyor. Bu nedenle örneğin sol elde belirgin değişikler yapılıyorsa sağ elle dengelemek, yayın hızının, uyguladığı baskının ve hatta temas yeri ve yönünün çok iyi kullanılması gerekiyor ki legato çalınması gereken bölüm sanki sonsuz bir yayla hiç tel ya da parmak değiştirmiyormuşçasına pürüzsüz bir şekilde çalınabilsin.  Etüdler boşuna değil yani :)

Yine açıklayıcı olabilecek iki video bağlantısı var ve yine biri violinmasterclass videosu diğeri de vimeodan.

Detaşe(Dètachè): İşte İtalyanca kökenli olmayan bir terim, Fransızca kökenli, orjinalinde “bölünmüş, kıyılmış” gibi anlamları var. Legato nasıl bağlıysa bu bağsız, birbirlerinden ayrı ve belirgin notalar çalınacak demek. Her nota ayrı bir yayla ve sesin çalınışı boyunca yayda basınç değişikliği olmadan çalınır ve sesler arası kesinti olmaz. Yayın tümü ya da küçük bir kısmı kullanılabilir İfadelendirme, vurgu aksan başlığının altındaki resmin sağ alt köşesindeki aksansız ile detaşe arasındaki fark gibi. Söz ettiğim gibi hem aletlerdeki teknik gelişimler hem de müzikteki değişim zaman içinde hem notasyon hem de çalım tekniklerinde farklılıklara neden olmuş. Bu nedenle, günümüz detaşesi ile 1700’lü yıllardaki detaşe kesinlikle farklı ve günümüzde de temel tekniklerden biri. Ve aslında eğer özel olarak bir yay tekniği belirtilmemişse böyle çalınacağı kabul ediliyor.  Sieb’e göre şöyle bir sınıflandırması varmış:

·Temel - Basit Detaşe: Yaya uygulanan baskıda bir farklılık olmadan her nota ayrı ayrı çalınır, genellikle yayın ortası kullanılır.
·Vurgulu Büyük Detaşe: Uzun, geniş, hızlı, güçlü sesler elde edilir.
     Vurgulu Büyük Detaşe (teli ısırtmadan): Temel-Basit Detaşe’ye benzer ve büyük yay kullanımı ile tel, yay tarafından ısırtılmadan yapılmaktadır.
     Vurgulu Büyük Detaşe (teli ısırtarak): Tel, yay tarafından ısırtılarak hızlıca yapılır.
·Küçük Detaşe (Parmak Detaşesi): Yalnızca parmaklar ve rahat hareket eden esnek bir bilekle küçük yay kullanılarak hafif, hızlı bir detaşe ve sautillé pasajları çalınır. Temel detaşeden farklı olarak kısa yayla vurgulu bir teknik ve genellikle yayın ucunun kullanıldığının belirten kaynaklar var.
·Detaşe Porte: Hafif fakat parmak detaşesine oranla daha uzun yaylarla yapılır ve ses, hersürülüşünde önce yükselir ve daha sonra da giderek azalır. Sesler arasında hafif boşluklar olabilir ya da olmayabilir. Ancak bu sürüş sürekli yapıldığında ses iniş çıkışları farklılık izlenimi verecektir.
·Detaşe Lancé (Atak detaşe): Oldukça kısa ve hızlı yay çekimidir. Çekişe büyük bir hızla başlanır ve yayın sonuna doğru yavaşlar. Bazı hızlı pasajlarda sesler arasında boşluk olmamasına karşın notalar arasında duraksamalar yapılabilir. Yayın basıncında ne vurgu ne de yükselme vardır. Loure gibi ama yayın hızı biraz daha Martelé gibi ve hızlı bir yay. Yine iki video yine biri fiddlerman'den biri videomasterclass videosu.

Fouetté (Kamçılama) (Fuyette/Vurgulu Detaşe): Kırbaç/kırbaçlamak anlamına gelen Fransızca kökeniyle yine İtalyanca kökenli olmayan bir terim. İngilizcesi “Whipped Stroke” diye geçebiliyor ve sınıflandırmalarda detaşe sürüşlerin altında görülüyor. Bu yay çekme tekniğinde her yay kendi uygulama alanında, marteleye(çekiçleme) başvurmaksızın hem basıncı hem de hızı aniden artırmak suretiyle üretilen bir vurguyla başlıyor ve özel durumlar dışında notalar arasında boşluk olmaksızın sürer. Martele uygun olmadığında bir sese aksan ya da vurgu yapılması gerekliyse etkili olur. Kamçılama hareketinin ve vurgunun olabilmesi için, yay uç tarafına yakın bir noktadan hafifçe kaldırılır, hızlı ve enerjili bir hareketle tele çarptırılır. Genellikle yayın üst yarısında çalınır ve yay itilerek başlanır. Beethoven – Re Majör konçerto, final (68.-69. ölçüler) (ısırarak ve tokatla); Wieniawski – Re minör Konçerto, 3. bölüm (272.-273. ölçüler) bu tekniğin kullanıldığı örnekler olarak gösteriliyor.

Sautillé(Sotiye):  Yayı kaldırmadan, tahtanın esneme ve yaylanma özelliği özelliğini kullanan bu teknik daha hafif ve duyarlı bir ifadeye sahip küçük detaşe olarak tanımlanabilir. Yaya hemen hemen hiç basınç uygulanmaz ve telin üzerinde kalması için de zorlanmaz. Yay telden telden zorlukla ayrılır. Çoğunlukla çok hızlı bir tempoda uygulanması yay çubuğunun telin üzerinde sıçramasına (titreşimine) sebep olur ve yay bir çeşit çok küçük spiccato davranışı gösterir. Yalnızca parmaklar ve el kullanılır, yayı indirilip kaldırılmaz. Yaydaki zıplama, tamamen yay çubuğunun esneme-yaylanmasına bağlı olarak doğal olarak gerçekleşir. En rahat yayın orta bölgesi ile uygulanır. Yayın basınçlı ve ağır tempoyla kullanımını gerektiren durumlarda kontrolü daha kolay olan ortanın biraz altı, yumuşak ve hızlı tempoda kullanımını gerektiren durumlarda da ortanın biraz üzeri kullanılabilir. Todd Ehle'den 12 & 3 ve yine bir videomasterclass videosu.

Portato (Loure-ondulé): Kesik-kesik ve arşeyi durdurarak çalınan portato uygulama bakımından detaşe porteye benzeyen ve bağlı notaların tek yayda yapılan detaşe sürüşlerine portato denilmektedir. Her seste önce yükselme daha sonra da giderek derece derece azalma vardır. Bu düşüş ve yükselişler hiç durmaksızın birbirini izler ve eğer seslerin arasında boşluklar bırakılarak uygulanırsa, yay telin üstünde kalabilir ya da hafifçe telden kaldırılabilir. Şarkı söyler gibi çalınması gereken parçalarda istenen etkiyi yaratır. Bağlı notalar okşar gibi çalınırken her biri çok nazikçe vurgulanır. Bir nota diğerine taşınıyor gibidir. Burada ses hafif başlar, büyür ve diminuendo ile yumuşak bir şekilde biter. Ses, sağ el baskısı değiştirilerek üretilir. Sağ elin işaret parmağı burada önemli bir görev üstlenir ve çalış esnasında hareketlidir.Farklı bir kaynaktan bir video.

Marcato: Notaların birbirinden ayrı ve vurgulu seslendirileceğini gösteren kısa, hızlı ve güçlü teknik. Genellikle canlı parçalarda ısırma sesi çıkarmadan güçlü ve baskılı şekilde uygulanır.

Martelé (Çekiçleme): Martelé yay şekli, sesleri sert ve çekiçliyor gibi üretmek, genellikle orta tempolu parçalarda kullanılır. Martele sürüşü, her sesin başında keskin bir aksan yapılarak ve daima seslerin arasında duraklanarak yapılır. Keskin ve aksanlı bir yay biçimidir. Her notanın başında aksan vardır ve aksan, basınç gerektirir. Harekete iliş kin üç önemli nokta vardır: Kolun hareketi, yatay parmak hareketi, seste keskinlik için parmakların yay çubuğuna baskı. Martelé’de yay harekete başlamadan önce (tabiri caizse) telin içine girmelidir (Biricik, 1998). Martelé tekniğinin uygulanışı tel üzerine basınç gerektirdiğinden, yay noktasına yakın yerlerde el ve kol, basınç ve ağırlık geçişini sağlayabilecek şekilde tutulmalıdır. Bilek alçak olmalı ve alt kol hafif bir eğim kazanmalıdır (Galamian, 1962). Sieb’e göre Martelé çalış tekniği aşağıda belirtilen biçimde sınıflandırılır.Videolar: Başlangıç düzeyi tanım ve İleri düzey

·Temel - Basit Martelé: Bu hareket baskılı ve hızlı bir yay çekmeyle başlar ve ani, sessiz bir duruşla biter.
·Aksanlı(ısırtmalı) Martelé: Viotti hareketinden farkı hareketin başında yayın teli ısırmasıdır. Yay tele yapışır ve küçük bir baskıyla bir ya da iki santimetrelik bir uzunluk içinde, teli ısırır. Sağ el aksan yapar ve ökçe hemen hemen hiç kullanılmaz.
·Sürekli (Büyük) Martelé: Uzunca bir notaya martelé yaparak başlanılır.


Colle(Kole): Temelde Martelé hareketidir ve yay telden ayrılarak çalınır. Yayın alt yarısında çalınan bir tür pizzicato hareketidir. Bu hareket için yay havaya kaldırılır ve tel üzerine konur konmaz tel hafif ama hızlıca çekilir. Ses kısa bir süre tınladıktan sonra (bu arada yay telden uzaklaşmıştır) diğer colle tınısı için aynı hazırlık yapılır. Tel, sanki parmakla çekilmektedir. Ama parmak yerine yay kullanılmaktadır. Bu teknikte yay, havadan tellerin üzerine yumuşakça düşürülür ve temas anında tel ısırtılır. Aksanlı martele ile farkını çok anladığımı söyleyemem, hazırlık süresi bakımından kolenin daha kısa olduğu söyleniyor. Ama dediğim gibi ben bu konuda çok yeniyim, yay teknikleri, adları, uygulamaları ve notasyonlar benim için henüz çok değişken zamanla alışırım diye umuyorum. Neyse konuya dönelim.  Kole uygulamasına yayın alt yarısından başlanıyor ve gerekirse bütün yay ya da daha kısa yaylar kullanılabiliyor. Yayın hazırlanması ve telin ısırtılması sırasında parmaklar aktiftir. Koleyi bir tür hızlı martele olarak da adlandırmanın olası olduğunu da söylüyorlar. Ve video bağlantısı.

Staccato_stakato: Birbirini izleyen iki ya da daha çok ısırtmalı hareketin aynı yay içinde durmaksızın ve baskının her notada devam ettirilerek çalınmasıdır. Staccato tekniğinde yay çok bilinçli kontrol edilmelidir. Bunun için her sürüş ten sonra yay hazırlanır ve her seste aksan duyulduktan sonra basınç bırakılır. Stakatonun hızı kaslardaki gerginlikle sağlanır. Violinmasterclass,  Itzhak Perlman'dan, ve Jascha Heifetz plays Hora Staccato

·Uçan Staccato (Staccato volante-aynı yay içinde “uçarıkesik” çalma): Bu teknik genellikle aynı yay içinde, altı ya da daha fazla notanın iterek veya çekilerek çalınmasıdır. Sağkol, hızlıve sert hareketler için gerginleştirilir. Genellikle de kolun yayın üstünde kalması sağlanır. Yayın ne kılları ne de çubuğu telden ayrılmaz.
·Sıçrayan Staccato: Sıçrayan stakatoda uygulama normal stakoya çok benzer farklı olarak basıncın azaltılması ve yayın serbest bırakılması sayılabilir. Yani yayın telden ayrılması ve zıplaması sağlanır. Yay telden çok az kaldırılır. Süreklilik bozulmadan yumuşak bir şekilde, daha çok yayın iterek kullanıldığı sürüşlerde kullanılır ancak çekerek de kullanılabilir.

Spiccato (Spikato-Zıplatma): Notaların birbirinden kopuk ve sıçratarak çalınan Spiccato, ses ve ifadelendirme açısından martele’yi anımsatır. Ancak yayın alt ve orta kısımlarıyla çalınır ve yay her notada tellerin üzerine düşüp kalkar. Hareketin bir yatay bir de dikey öğesi vardır. Yatay öğenin dikey olana baskın olduğunda kavis biraz daha düzleşir ve çıkan sesler daha yumuşak ve güçlü olur. Tersi durumda kavis daha derinleşip daralınca ise daha belirgin ve keskin sesler elde edilir. Violinmasterclass'da şöyle anlatılmış. Sieb söyle sınıflandırmış:

·Basit - Temel Zıplatma: Oldukça geniş, ağır ve yavaş hareketlerle ökçeye daha yakın el ya da parmak hareketlerinin olmadığı yay hareketleridir, el ve parmak hareketlerinin eklenmesi farklı etkiler oluşturabilir.
·Hafifçe Vurmak (Tapping Stroke): Yayın her ileri-geri hareketinde, sağ kolun ekseni boyunca tele hafifçe vurma hareketi yapılır.
·Uçan Zıplatma (Flying spiccato): Bu teknik, Jeté vite tekniği üzerine temellenen, pek çok notanın aynı yay içinde çalınmasıdır.
·Yerinde Sayan Zıplatma  (Standing spiccato): Temelde Uçan Zıplatma gibidir ama yay sürekli olarak tele aynı yerinden çarpmaktadır. Bu hareket için, sağ el ve parmaklar marifetiyle yay, saat yönünde dönüşler yapar gibi küçük hareketlerde bulunur ve bu davranış yayın, aynı yerde durmasını sağlar.
·Güçlü Zıplatma (Bouncing Ball): El ve kolun hareketleri, bir topa vuruyor ve zıplatıyor ve bileğin hareketi de tokat atıyor gibidir. Sonuçta daha fazla güç ve saldırgan bir spiccato elde edilir.


Stakato ve spikatoyu karşılaştıran bir video da iyi olur sanırım.

Ricochet (Rikoşe) : Diğer zıplatma tekniklerinden başlıca farklılığı başta söz ettiğim gibi yayın aynı yönde zıplatılması denilebilir.  Sieb’e göre, yayın tele hafifçe vurmasıyla, yay iki ya da belki daha fazla, hızlı ya da yavaş(ki bu, sağ elin işaret parmağı tarafından yaya verilen baskıya göre değişir) zıplatılabilir. İki ya da daha çok telde de yapılabilir. Yay çubuğunun doğal sıçrayışlarından oluşan bir harekettir. Kol ile yapılan tel değişikliği de sıçramaya yardım eder. Yayın daha iyi sıçraması için bütün kılların tele temasının sağlanması ve yay çubuğunun köprüye doğru döndürülmesi gerekmektedir. Rikoşede hız ayarlaması, yayın yerinin değiştirilmesi ve zıplama yüksekliğinin kontrol edilmesiyle sağlanır. Zıplama, yayın ucunda hızlı ve dibe/ökçeye doğru yavaşladığı için kullanımına en uygun bölge yayın üst kısmıdır. Zıplama yüksekliğinin ayarlanması, birinci parmakla yapılan hafif basınçla ve ilk itme şiddetiyle yapılır. Basınçla zıplamaya sınır konulur ve sürüş hızlandırılır. En iyi zıplayışı sağlamak için de çubuk, kılların tam üstünde ve ne sağa ne de sola çevrilmeden tutulmalıdır.Ve videomuz. 

Arka arkaya sırayla detaşe(ay, üy), martelle(ay, üy), kole, sotiyye, staccato(up bow(iterek)), ve son olarak Rikoşe içeren bir video.

Tokatlama (Slap Stroke): Ökçede ya da bazen uçta sesi belirginleştirerek, yayı dik ve hızlı bir şekilde kullanarak telin yay ile tokatlanması ile gerçekleştirilir. Bu yay biçimi ökçede ve uçta yapılabilir.

Jeté
·Jeté Lent (yayı yavaşça tele düşürmek): Bu hareket yayın ökçesinden başlar. Parmaklar ve kol hızlıca hareket ettirilerek yayın üst yarısına doğru gidilir ve tekrar telden harekete başlanarak sesin havada bitmesi sağlanır. Bu zıplayan bir yay değildir.
·Jeté Vite (yayı hızlıca tele düşürmek): Jeté Lent ile farkı bunda hareketin havadan başlamasıdır.

Pizzicato (Pisikato) (Parmakla Çalmak): Pizzicato (parmakla çalmak), normalde sağ elin işaret parmağıyla teli çekerek yapılır ve “pizz” kısaltmasıyla gösterilir. Fakat sağ el kadar sol el kullanılarak da çalınabilir ve bu “+” işareti ile gösterilir. Hareketin hızına ve teli çekme açısına göre farklı efektler elde edilebilir. Ek olarak bazı çalıcılar hızlı pizzicato yapmak için sağ elin iki parmağını birden kullanırlar. Kemanın tuşesine teli çarptırarak yapılan bir diğer pizzicato biçimi ise Béla Bartók tarafından belirginleştirilmiştir ve Bartok pizzicato olarak anılır. Bu yıl Radyo3’ten dinlediğim Bartok festivalinde çeviri yapan kadıncağız Bartok Pizzicatosu ile normal pizzicatonun aynı olduğunu varsayarak konuşunca küçük bir sorun yaşamıştı ben de oturduğum yerde onun adına kızarmıştım. Neydi o Almanca kelime:” fremdschämen” J. Neyse bu yazıyı yazmaya çalışma nedenim biraz da bu değil mi ihtiyacım olursa elimin altında derli toplu olsun, utanmayayım. Ne diyorduk, Bartok pizzikatoda teli çekilerek tuşeye çarpması sağlanır bu da normal pizzicatodan daha güçlü metalik bir ses çıkarır. Bu pizzicato tekniği Bartók'un 44 Düet(Arap ŞarkısıNo. 42) ve Keman için Solo Sonat adlı eserlerinde görülebilir. Ve  pizzicatonun ne olduğu anlatan başka bağlantılar: 1 & 2



Köprü üzerinde çalma (Sul Ponticello): Yayı eşiğe yaklaştırarak çalma. 1500'lü yıllarda bilinse de pek sevilmezmiş bu yöntem, ki bu bilgi bana günümüzde saçmalık, gürültü vs diye aşağıladığımız neler "yüksek" kültürün bir parçası olacak merak ettiriyor. Köprüye daha yakın bir yay daha tiz, keskin bir ses üretir ki bu bağlantıda nasıl üretildiğini, tanımını ve uygulamasını izleyebiliyoruz.. Polonyalı besteci Krzysztof Pendereck’nin “Keman için Minyatürler” adlı eserinde bu tekniğin kullanımı yanında başka teknikler de duyulabiliyor.

Sapın üstünde çalma (Sul tasto): Sul Ponticellonun tersi yönünde çalınır, köprüye uzak tuşeye doğru çalınır böylece daha yumuşak bir ses elde edilir. ve yine Sul Ponticello da kullandığım siteden bir hidersine videosu

Yay çubuğu ile çalma (Col Legno): Yay çubuğu ile çalma anlamında bir sözcük olan Col Legno, hem melodik hem de farklı vurmalı teknikler içeren bir yay tekniğidir. Oldukça göze çarpan bir teknik olarak yeni müzik kavramı içinde kendine çalıcı ve besteci olarak pek çok yandaş bulmuştur.

Yay çubuğu boyunca çalma (Col Legno Tratto): Keman çalarken yay çubuğundan ses elde etmede iki temel yol vardır. Birincisi çalgıya vurmak (col legno Battuto), ikincisi de legato harekette çubuğu hareket boyunca çalgı üzerinde tutmak (col legno tratto). Yay çubuğunun yüzeyinin düz ve cilalı olmasından dolayı Col legno tratto tekniği temiz ve net bir ses üretmez.

Bu bağlantı Col Legno ile (ve diğer teknikler) hem video hem de bilgi içeriyor.

Shuffle (Yayı sürüyerek çalma): Sürekli çalınan glisandolu ve vurgulu kalıplar bazı folk müzik türlerinde çok kullanılmaktadır.

Tremolo: Tek bir tonun hızlı tekrarlarla çalınmasıdır. Genelde orkestra çalıcılarının çoklukla kullandığı bu çalma tekniğinde yay, ileri geri hızlıca hareket ettirilerek ilgili sesin çabucak çalınması sağlanır. Ölçülü bir ritmi yoktur.

VurmalıTeknikler (Percussive) 

Parmak uçları: Sağ el parmaklarının keman tuşesine vurmasıyla yapılır. Besteci akortlu bir ses isteyip istemediğini, telleri bastırarak mı yoksa gürültülü bir biçimde çalınıp çalınmayacağını, çalıcının dört teli birden mi çalacağını ya da içlerinden bazılarını mı çalıp çalmayacağını, belirtir. Diğer olasılık da parmak uçlarının kemanın gövdesine vuruşlu kullanımını göstermektir. Parmakla çalınan davul ya da tamburin sesine yakın bir ses elde edilir.

Tırnaklar: Tırnakların kullanılması, tını olasılıklarını parmak uçlarıyla çalma tekniğine karşıtlık olacak şekilde genişletmiştir. Tırnaklarla çalma, düz ve sert yüzeyi ile yapıldığında, akustik zenginlik açısından daha fazla vurmalı bir ses tınısı sağlar. Tırnakların kullanılmasıyla ilgili olan teknikler vurma efektlerinde ve tremolo yaparken kullanılır.

Parmak boğumu: Belki de elin bir çekiç/tokmak gibi kullanıldığı, en açık ve doğal olarak parmak eklemlerinin kullanıldığı tekniktir. Kapı çalma efektine benzer ama elin eklemi ile kemanı çalma hareketidir.

Avuç içi: El ayasının tokat atarcasına kullanıldığı ve en çok ses çıkarak teknik, avuç içi ile vurma tekniğidir. Oldukça etkileyicidir, çünkü kemancı çalgısını, tüm bir alana yayılmış vurmanın enerjisinden dolayı zarar görmekten korurken, bu teknikle besteci büyük bir vurma sesi elde eder.

Chopping (Doğrama): Modern vurmalı tekniklerden olan bu teknikte, yayın ökçesindeki kılların tellere bir şey doğrarcasına vurulmasıyla çalınır. Cızırtılı ve nota yükseklikleri belli olmayan bir ses elde etme tekniğidir. İlgili bir video için bağlantı.

Farklı tekniklerin kullanıldığı bir videoyu da paylaşmak istiyorum.

Bazı diğer tanımlar ve gösterimler:

Saltando: Yayı hızlıca sıçratarak kullanma.
Flautando: Yayı hafifçe tuşenin üstünde çalma

Ondeggiando: Yayın dalga hareketidir. İki tel üstünde dalga işaretiyle gösterilir, aynı iki nota farklı tellerde bağlı çalınır.
Bariolage: Aynı notayı iki tel arasında çalmak: boş tel ve parmakla basarak. Notaların üzerine parmak numaraları yazılarak gösterilen bu tekniğin adı Fransızca kökenli .Yine bir hindersine videosunda açıklanmış.

Au talon: Talon Fransızca’da topuğa verilen addır ve yayı topukta çalma anlamına gelir. Daha yüksek kalın sesler çıkarır.
Punta d'arco: Yayı uçta çalma. Daha ince zarif sesler çıkarır

Çift ses-Double stop: Aslında üçlüsü dörtlüsü de karşısına çıkıyor insanın adı üstünde aynı anda birden fazla ses çıkarmak anlamına geliyor. Ama dörtlüsünü gördüğümde geçirdiğim şaşkınlığı ve kemanın yapısıyla dört sesi eşit şekilde bu tel yerleşimi ve bu yayla nasıl çıkarırım derdimi paylaştığım video ikişer ikişer sıralayın ya da tek tek sıralayın diyerek çözmüş oldu. Hocamla eylülde buluşmayı beklemek zor gelecekti yoksa J




Son olarak “mi” telinde çıkan rahatsız edici gıcırtılı sesin neden çıkabileceği ve nasıl engellenebileceği üzerine bir video bağlantısı.

bir de bu yazı için araştırma yaparken varlığından haberdar olduğum daha önce duymadığım ama yaylılarda sorun olan ve eliminatörleri satılan “wolf tone” ile ilgili bir video paylaşıyorum

Not: Bazı videolarda geçen ve tabii etüdlerin it ve çek işaretleri kadar olmazsa olmazı alt/üst/tüm yay kısaltmaları  ve İngilizcelerini de sayayım da eksik kalmasın WB/TY = Whole Bow/Tüm Yay; LH/ay = Lower Half/alt yay; UH/üy = Upper Half/üst yay; MB = Middle of the Bow/yayın ortası.



http://www.narsanat.com/wp-content/uploads/2011/09/Alman-keman-ekolu-german-violin-tradition.pdf

http://www.narsanat.com/wp-content/uploads/2011/09/Kemanda-vibrato-ve-ogretim-teknikleri-vibrato-and-teaching-techniques-in-violin.pdf

http://www.narsanat.com/wp-content/uploads/2011/09/Kemanda-yay-teknikleri-bow-technics-in-violin.pdf

https://www.youtube.com/watch?v=O7BZV1btlK4&list=PLN8_uNFU4qMkeBrKAMEQ0pyPc5huEyl_F

http://hidersine.com/technique-videos/violin-technique-videos

http://articles.ircam.fr/textes/Rasamimanana06a/index.pdf

http://www.violinmasterclass.com/en/masterclasses/stance-violin-position

http://www.theviolinsite.com/lessons/index.html

http://www.violinonline.com/violinbasics.htm

http://dictionary.onmusic.org/music_symbols